İşte tüketicilerin günlük hayatlarında kulladıkları söz öbekleri haline gelerek dillerine pelesenk olmuş ve böylece başarıya ulaşmış birkaç slogan örneği...
Nike-Just Do It! (1988)
Nike markasının bu sloganı, idama mahkum olan Gary Gilmore’un “son arzun nedir?” sorusuna verdiği “just do it” cevabından esinlenerek oluşturduğu bilinmektedir. Bu slogan ile Nike 1988-1998 yılları arasında Pazar payını %18’den %43’e taşımıştır. Sonrasında ise insanların günlük konuşma dillerinde kullandıkları söz öbeği haline gelmiştir.
L'oreal-Because I'm Worth It! (Çünkü Ben Buna Değerim-Çünkü Siz Buna Değersiniz) (1973)
Bu slogan, 1970'li yıllarda patlak veren sosyal devrim ve feminizm sonucunda, L’oreal çalışanı olan Ion Specht tarafından geliştirilmiş ve aradan 40 yıl geçmesine rağmen hala kullanılmaktadır. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki o dönemde kadınlara yönelik ürün satan markaların reklamlarında erkek sesi kullanılmaktayken (çünkü erkekler güven unsurudur (!)), feminizm furyasının da etikisiyle L’oreal kozmetik sektöründe bayan sesi kullanan ilk marka olmuştur.
Dikkat ettiyseniz sloganın açılımını, "Çünkü siz buna değersiniz" ve "Çünkü ben buna değerim" şeklinde 2 versiyonda verdim. Çünkü L'oreal markası, tüketicilerin bireysel kararlar alabilen, başkalarının düşüncelerinden etkilenmeden hayatlarına devam edebilen tüketicilerden oluşan-ki buna akademik dilde "düşük seviyede kendini gözlemleme davranışı-low self monitoring behaviour" deniyor- ülkelerde sloganını, "Çünkü ben buna değerim" şeklinde kullanmaktayken, karar alırken başkalarından çok etkilenen tüketicilerden oluşan ülkelerde ise "Çünkü siz buna değersiniz" şeklinde kullanmaktadır. L'oreal'ın ülkemizde, 2. versiyonu kullandığı düşünüldüğünde, ülkemizdeki tüketici profilinin, alışveriş esnasında başkalarından bir hayli etkilenen tüketicilerden oluştuğu ortaya çıkıyor. Durun, yoksa koyun sürüsü mü demeliydim (?!).
Pepsi-Seviyosan Aç Konuş Bence (2014)
Daha önce Kenan İmirzalıoğlu, Hülya Avşar, Azra Akın (ki Azra Akın'ın Bülent Ersoy ile oynadığı reklam filmi, Bülent Ersoy'un muhteşem (!) moonwalk'uyla adından bayaa bi söz ettirdi ve markanın farkındalığı arttı) gibi ünlülerle çalışan ve reklamlarında hep "hayatı Pepsi ile dolu dolu yaşa" temasını kullanan Pepsi, son kampanyasında bence çok başarılı bir seçim yaptı ve Burak Özçivit'i oynattı. Özçivit'in reklamın sonunda o fütüristik gülüşüyle söylediği "seviyosan aç konuş bence" sözü, en duygu yoksununu bile gaza getirebilecek türden ve daha şimdiden dillere pelesenk olmuş durumda.
Veee Yandex-Ben Ne Bileyim, Yandex Miyim? Yandexleseneee (2014)
Yandex'in bu reklamı ve bu reklam kampanyası, bu zamana kadar izlediğim en marjinal reklamlardan ve kampanyalardan biri. Slogan öyle sihirli bir şekilde oluşturulmuş ki, reklam bitmesine rağmen insanın içinden en az 10 kere reklamdaki dış sesin o çığırtkan tonuyla tekrar etmeye çalıştığı ve bi yerden sonra ses tellerini çatlama noktasına getirdiği, dillere daha reklamın gösterime girdiği ilk anda pelesenk olmuş, oldukça başarılı bir slogan. Sloganın günlük hayatta ise dikkatli bir şekilde kullanılması gerekir. Öyle ki kendinizi, sorulan her soruya bi süre sonra "ben ne bileyim, Yandex miyim?" şeklinde cevap verirken bulabilir ve karşı tarafın halet-i ruhiyesine göre olumlu-olumsuz, sert-yumuşak, şiddetli-şiddetsiz, irli-ufaklı ve daha nicesi tepkiler alabilirsiniz.
Ha bi de Yandex'in reklamında oynayan ve hiç bi şeyi bilmeyip topu Yandex'e paslayan renkli (!) çocuğa dikkat çekmek istiyorum. Renkli diyorum, çünkü çocuğun üstündeki kıyafetlerin rengi bana oldukça tanıdık geldi, bildiğimiz Google amcanın logosunu oluşturan renkler! Ne garip değil mi! Acaba Yandex, subliminal kullanıp Google amcaya mı sataşıyo?!
Bir sonraki yazım logo hikayeleri, belki de başka bi şey, beklemede kalın=)
