8 Mayıs 2019 Çarşamba

MUMYA TÜKETİMİ


Bu yazımda iki ilgi alanımı bir araya getirerek ve tarihte olan olaylardan yola çıkarak size Antik Mısır mumyalarının bazılarının (kraliyet ailesine mensup olmayan, sıradan diyebileceğimiz) tüketim nesnesi olarak nasıl kullanıldıklarını anlatmaya çalışacağım.



Napolyon’un 1800’lü yıllardaki Mısır seferleri sonrası Antik Mısır mumyaları Avrupalılar için satın alınacak mal konumuna getirildi. Şöyle ki Napolyon’un Mısır işgali sonrası Avrupalılar Mısır’a akınlar halinde gelmeye başladı ve Antik Mısır mumyaları onlar için ev partilerinde kullanabilecekleri bir nesne ve eğlenebilecekleri bir meta haline geldi.

Paul Philippoteaux'un "Mumya İnceleme" isimli eseri. Sanırım ev partileri de bu şekildeydi.
İngiliz Ejiptolog Margaret Murray (soldan ikinci) ve ekibi, Khnum Nakht'ın mumyasını inceliyor.
Margaret Murray ve ekibi, Khnum Nakht'ın mumyalanmış bedeninin sargılarını açıyor (Kimya Oditoryumu, Manchester Üniversitesi)
Mısır’a turist olarak gelen Avrupalıların o dönemde en büyük eğlencelerinden biri Mısır’daki herhangi bir sokak satıcısından satın aldıkları mumyayı evlerine götürmek ve evlerinde “Mumyayı Soyma Partisi” düzenlemekti. Partinin isminden de anlaşılacağı üzere mumyanın sahibi (!), bir masaya satın almış olduğu mumyayı yatırmakta ve mumyanın sargı bezlerini, sırf bu gösteri için gelen misafirlerinin gözü önünde büyük bir zevkle ve alkışlar eşliğinde açmaktaydı. Bana göre mumyaları satın alıp da gösteriş amaçlı partilerinde meta unsuru olarak kullanan bu kişiler, Veblen’in aylak sınıf olarak isimlendirdiği grubun bir örneğini teşkil eder. Veblen’e göre aylak sınıf, parasını diğerlerini kıskandıracak bir şekilde ürünler satın almak için kullanan, kullanışlı olmasa bile sırf pahalı olduğu için müsrif bir şekilde ürünler satın alan gruptur. Gösterişçi aylak bu kişiler için o dönemde bir mumya sahibi olmak, çevresindekilere itibarlarını göstermek ve onların saygılarını kazanmak için önemli bir araçtı. Yani Mısır sokaklarında pazarlanan mumyaları satın almak için ödedikleri miktarı, kendi evlerinde mumyaları soyarak kazandıkları itibar ve gösterişle hayli hayli çıkarıp kâra geçtiklerini söylemek mümkün.

O dönemde mumyaların tamamını satın alma gücü olmayan; fakat üst sınıf gibi itibar görmek isteyen gösterişçi tüketim ağına düşmüş aylak sınıf için de alternatifler bulunmaktaydı. Mısır’ın sokak satıcıları sağ olsunlar (!) her şeyi düşünmüştü. Mumyayı bütün olarak alamıyorsanız, sadece kolunu, kafasını, ayağını ya da bacağını da satın alabilirdiniz. 


Mumya satan Mısırlı bir sokak satıcısı, 1865, Mısır.

Mumyalara olan talep o dönemde o kadar artmıştı ki artan talebi karşılamak için “sahte mumyalar” üretilmeye başlandı. İdam suçlularının, yaşlıların, fakirlerin ve çeşitli hastalıklardan ölmüş olanların cesetleri çöle gömülüyor, ziftle sıvanıyor ve güneşin altında bir süre bekletildikten sonra bu cesetler sahte mumyalara dönüştürülerek pazarlanmaya hazır hale getiriliyordu.

Kraliçe Tiye'nin mumyası (Tutankhamon'un babaannesi, Akhenaton'un annesi). Bu mumya sahte bir mumya değil, tamamen gerçek. Gördüğüm en güzel mumya olduğu için paylaşmak istedim. Şu an Kahire Müzesi'nde güzel uykusuna devam ettiğini umuyorum. 


Antik Mısır mumyaları o dönemde sadece gösterişçi aylak sınıf tarafından değil, ilaç ve boya endüstrisinde de ham madde (!) olarak kullanılmaya başlandı. Sanayi devrimiyle birlikte pek çok insan ve hayvan mumyası Britanya’dan Almanya’ya gemilerle taşındı ve burada mumyalardan elde edilen mumya tozları ilaç yapımında ve gübre yapımında ham madde olarak kullanıldı. Öte yandan Amerika’ya ihraç edilen mumyaların sargı bezleri, kâğıt yapımında kullanıldı. 

Mumyaların ham madde olarak kullanıldığı belki de en ilginç alan boya endüstrisidir. “Mumya kahvesi” adı verilen bir rengi/tozu elde etmek için mumyalardan elde edilen tozlar zift, mür, reçine vb. maddelerle karıştırılıyordu. Bazı ressamlar o dönemde zift ve mumyalanmış etin yağlı boyada kullanıldığında, boyanın kurumayacağını ya da çatlamayacağını düşünüyorlardı (yani söz konusu ressamların aylak sınıf gibi gösterişçi amaçlarla değil, fonksiyonel amaçlarla mumyaları kullandıkları düşünülebilir; bu durum yine de mumyaların metalaştırıldığı gerçeğini değiştirmiyor). Mumyalardan “mumya kahvesi” renginin/tozunun üretimi 20. yüzyılın sonlarına doğru, artık bu iş için kullanacakları ham maddeler (mumyalar) tükendiğinden sona ermek zorunda kaldı. 

Martin Drolling tarafından Mumya Kahvesi kullanılarak yapılan, "Mutfağın İçerisi" ismindeki eser, 1815.
Soldaki: Mumya kahvesini içeren şişe. Sağdaki: 18. yüzyılda eczanelerde şifa niyetine satın mumya tozunu içeren kavanoz.
Günümüzde de mumyaların müzelerde sergilenerek müzelere ziyaretçi çekmek amacıyla kullanıldığı düşünülebilir. Pek çok mumya, yer altındaki ebedi uykularından uyandırılıp yeryüzüne çıkarılmakta ve müzelerde ziyaretçilerin seyrine sunulmaktadır. Her ne kadar bu mumyalara bakarak Antik Mısır’ın görkemine tekrar tekrar aşık olsam da ve Antik Mısır mumyalarını görmek için müze müze gezen biri olsam da bir yanım onların ebedi istirahatine dokunulmadan sonsuza kadar yer altındaki uykularına devam etmeleri gerektiğini düşünüyor. Öte yandan mumyalardan elde edilen bilgiler sayesinde günümüzde Antik Mısır hakkında pek çok şey öğrenebiliyoruz. Tutankhamon’un mumyası bulunmamış olsaydı muhteşem Altın Maske’sini görme şansımız olmazdı mesela. Ya da Tutankhamon ve babası Akhenaton’un dahil olduğu Antik Mısır’ın meşhur 18. Sülalesinin dünya dışı varlıklarla ilişkilendirilmelerine sebep olan garip fiziksel özellikleri hakkında fikir sahibi olmayabilirdik.

Akhenaten'in kafatası profili. Yapılan araştırmalar sonucunda Akhenaton'un Marfan Sendromundan muzdarip olduğu anlaşıldı.

Imhotep’in de dediği üzere “Ölüm, sadece bir başlangıçtır”. Bu başlangıca iyi bir şekilde ulaşabilmeleri için Antik Mısırlıların ölmüş bedenlerine çok önem verdiklerini, bu nedenle mumyalamada uzmanlaştıklarını da biliyoruz. Buna ilaveten bedenin mumyalanmaması demek, onlar için ölümden sonraki hayatta herhangi bir yer bulamayacakları anlamına geliyordu. Bu nedenle mumyaların lanetine uğramamak için(!) (bknz: Tutankhamon’un Laneti yazım=)) siz siz olun, yolunuz Mısır’a düşerse (evet günümüz Mısır’ında bile az da olsa mumya ticareti görülebiliyor) size kol, bacak ya da ayak gibi mumya uzuvlarıyla gelip baskıcı satış teknikleri kullanarak bunları satmak isteyenlerden uzak durun. 
Imhohep, Mumya filminden