18 Temmuz 2018 Çarşamba

Von Restorff ve Matrix'ten Çağrıştırdıkları


Etkiler ve tepkiler köşesindeki bugünkü yazım Von Restorff etkisi,  Matrix’teki Kırmızılı Kadın ve Beyaz Tavşan üzerine… Bilenler bilir, Matrix karakterlerinden biri olan Mouse, Neo’nun eğitimi için bir program hazırlar ve programda eğitim sırasındayken Neo, tek tipleşmiş kalabalık içinden süzülerek gelen Kırmızılı Kadın’ı fark eder (bu sahnede gösterilen kalabalık, kendileri için biçilen role adapte olmuş, robotlaşmış, kendilerine, birbirlerine ve gerçeklere karşı yabancılaşmış, gündelik hayatlarındaki iş koşuşturması halinde gösterilmektedir, gözleri kendi ayaklarına kitlenmiş durumdadırlar, etraflarına hiç bakmazlar, içinde bulundukları durumun farkında değildirler, onu bunu bilmez-bildiğini görmez-görmeden de inanmazlar (Duman’ı severim 💗😊). Neo’nun Kırmızılı Kadın’ı fark etmesinin sebebi, tabi ki bizim Von Restorff’tur. 


Von Restorff etkisi, bir grup içerisinde farklı olanın daha çok dikkat çektiği ve dikkat çekenin daha kolay öğrenilip hatırlandığı üzerine kurulmuş bir kavram olup ismini, kavramı 1933 yılında ortaya atan Hedwig Von Restorff’tan almıştır. Matrix’e dönersek, siyahlar giymiş, tek tip, robotlaşmış yansımalar içindeki Kırmızılı Kadın’ın, Neo’nun neden bu kadar dikkatini çektiğinin psikolojik temelli açıklamasını Von Restorff ile yapmış oluruz. Eğitim programındaki kalabalık, kırmızılar içinde ve söz konusu kadın gibi çekici olsaydı, bizim Kırmızılı Kadın Neo'nun dikkatini bu kadar çeker miydi? Von Restorff'a göre hayır! Yani bu etkiye göre bir şeyin dikkat çekmesi için, diğerlerinden farklı olan bir özelliğinin olması gerekmektedir [Not: Pazarlama blogumda yazdığıma göre pazarlamadan örnek vermeden olmaz😀 Pazarlamada  dikkat çekmek yetmez, akılda kalıcılık sağlanmalıdır, bu nedenle reklamlarda sıklıkla dikkat çeken çekici modeller ve ünlü kişiler kullanılır; fakat reklamcıların gözden kaçırdıkları nokta, bu çekici modellerin çekicilikleriyle ürünün önüne geçmesi, bir vampir edasıyla ürünün kanını emerek vampir etkisi oluşturması ve bu etkiyle tüketicinin aklında kalan tek şeyin ürün/marka değil de kendileri olmasıdır😄].
Vampir demişken Brad Pitt'in Vampirle Görüşme filminden bir görsel paylaşmadan olmaz😉
Filme dönersek, peki Matrix filminde Von Restorff’un etkisi altında kalan Neo neler yapmıştır? Tabi ki beyaz tavşanı takip etmiştir. Filmin başında Neo, bilgisayarına gelen “beyaz tavşanı takip et..” (follow the white rabbit..) mesajını görür. 
Sonrasında  kapısını çalan grup içerisindeki bir kızın omzunda da beyaz tavşan dövmesi gören Neo, her zamanki rutin hayatında bir farklılık olduğunun farkına nihayet varır ve mesajı takip eder. Gelen bu mesaj, Neo’yu gerçeği aramaya yönlendirirken, etrafında olup bitenlerin farkına varmasını sağlamıştır.
“Beyaz tavşanı takip et” metaforu, Alice Harikalar Diyarında filminde de kullanılmıştır. Filmde rutin hayatından bunalmış Alice, kaçış kapısı olarak gördüğü beyaz tavşanı takip etmiş ve sonunda tavşan çukuruna düşmüştür-tıpkı Neo’nun Matrix’e düşmesi gibi-ama aslında hep orada değil miydi?!-tavşanı takip edip çukura düşen Alice için beyaz tavşan, gerçeklerin ve etrafında olup bitenlerin farkına varmasını sağlayan başlangıç noktasının metaforudur. Tavşan metaforu, gerçeklerin farkına varmayı sağlayan ve harekete geçiren güç olarak her ne kadar Donnie Darko filminde de kullanılmış olsa da buradaki tavşan beyaz değildir ve sevimli olmaktan çok uzaktır, diğer tavşanlardan oldukça farklıdır ve Von Restorff’un bu açıdan bana göre güzel bir örneğidir.
Donnie Darko Filminden-Frank the Bunny😱😀
Filmle ilgili yazılacak dünya kadar şey varken yazımı söylemekten çok hoşlandığım (fonetik
olarak=)) Latince bir deyişle bitirmek isterim: Epucurus der ki: “Non fui, fui, non sum, non curo”. Anlamı ise şöyle: “Yoktum, varım, olmayacağım, umurumda değil”. Eski dönemlerde sıklıkla mezar taşı yazısı, günümüzde de genellikle kol ve omuzda dövme olarak kullanılan bu deyiş, bana göre “başladığım yere nasıl olsa döneceğim, bu nedenle irademiz yetersiz ve onu kullanmak manasız” gibi bir anlama geliyor (derin felsefi analizini yapmak bu yazının konusu değil). Peki bunun konuyla/Matrix’le ilgisi ne? Şöyle ki Neo, Von Restorff etkisi altında kalıp beyaz tavşanı takip etmiş ve bir “uyanış” yaşamıştır; fakat bu uyanışı büyük çoğunlukla iradesini kullanarak yaptığı seçimlere borçludur.

Morpheus’un Neo’ya söylediği sözü hatırlayalım: “Ben sana sadece kapıyı gösterebilirim; ama kapıdan geçmek senin seçimin”. İradesini kullanarak kırmızı hapı tercih eden ve böylece kapıdan geçmeyi seçen Neo, bilgisayarına gelen ilk mesaj olan “Uyanış”ı (Wake Up, Neo…) da böylece gerçekleştirmiş olur.
Ve tabii kendi farklılıklarının farkına vararak, kendini bilerek bu uyanışı yaşar. Kahin’in mutfak kapısının üstünde yazan “Temet Nosce” (Kendini Bil) mesajı da böylece yerine ulaşır.
Farkındalığınızı artıracak tavşanlarla karşılaşmanız dileğiyle!..
Temet Nosce!

15 Mart 2018 Perşembe

LA CASA DE PAPEL'LE ZEİGARNİK'İN NE İLGİSİ VAR ŞİMDİ? AYRICA NEDİR BU ZEİGARNİK?


Son dönemin fenomen dizisi La Casa De Papel –diziyi izleyenler bilir-2. Sezon 6. Bölümle birlikte sona ermişti. Sosyal medyada dizinin 3. Sezonunun çekileceğine dair söylentiler dönedursun, 3. Sezonun çekileceği söylentisi, dizinin çoğu takipçisinin yüzünün asılmasına sebep oldu. Çünkü onlar için dizi artık bitmesi gereken şekilde sona ermişti, tamamlanmıştı, bu sebeple devamı gelmemeliydi. Bu durum bana Zeigarnik etkisini hatırlattı. 
LA CASA DE PAPEL-SON SAHNE (Mİ ACABA?!)

Zeigarnik etkisi, kişilerin tamamlanmamış şeyleri tamamlananlara göre daha kolaylıkla hatırladığını ifade eden psikolojik kavrama verilen isimdir. Kişiler bu sebeple tamamlanmamış şeylere, tamamlanmış şeylerden daha çok güdülenir. Kişi tamamlanmış şeyleri unutmaya meyilliyken, yarım kalmış şeyleri aklından çıkaramaz. Çünkü zihin, yarım kalmış işleri her zaman tamamlama eğiliminde olacaktır. Tamamladığında ise huzura kavuşan zihin, bir daha bu işle uğraşmak istemez.

Gün içinde sabahtan akşama kadar mırıldanmadan duramadığınız bir şarkıyı, sona erdiremediğiniz tezinizi, en heyecanlı yerde sezon finali yapıp “to be continued/devam edecek” diyen dizinizi, bir türlü gidip göremediğiniz piramitleri aklınızdan çıkaramamanızın sebebi Zeigarnik etkisidir. Sürekli dilinize dolanan o şarkıdan kurtulmanızın yolu, şarkının sonunu hatırlayarak zihninizi bu meşguliyetten kurtarmakken, tezinizi bitirmek Zeigarnik etkisinden kurtulmanızı sağlayacaktır. Dizinizin ise yeni sezonunu izleyip bitirerek Zeigarnik etkisinden kurtulabilirsiniz. Öte yandan piramitlere gidip onları görmek-en azından bende- Zeigarnik etkisinden kurtulmak için söz konusu bile olmayacaktır, ama çok ilgilenmeyen biri için olabilir. Neyse konumuza dönelim.
"AŞIĞINIM SANA DOKUNAMASAM DA" DEMİŞ BÜYÜK ÜSTAD FEDON ZEİGARNİK ETKİSİ ALTINDAYKEN. BEN DE PİRAMİTLERE İŞTE=( <3

Zeigarnik etkisine özellikle pazarlamada sıklıkla başvurulmaktadır. Marka adı vb. herhangi bir unsur verilmeden, izleyicide merak uyandırıcı nitelikteki gizemli reklamlar, pazarlamada Zeigarnik etkisinin kullanımının bir göstergesidir. Örneğin Lipton, “Konuşalım Artık” sloganıyla başlattığı reklam kampanyasının ilk ayağında Zeigarnik etkisini kullanmıştır. Bir evin içinde masada suspus oturan bir grubu gösteren Lipton, reklamda ne çay göstermiştir ne de kendisini. Fakat izleyicide merak uyandırmayı bilmiştir. İzleyici “acaba ne reklamı?” sorusuna cevap bulamadığından zihnini huzura kavuşturamamış ve bu reklam aklına yerleşmiştir. Kampanyanın sonraki aşamasında 4 dakika süren bir reklam filmi hazırlayan Lipton, evin içindeki grubu bu sefer çay içerken konuşur durumda gösterip derdini anlatsa da reklam 4 dakika boyunca devam etmiştir. İzleyicinin zihni her ne kadar reklamın Lipton reklamı olduğunu anlamasıyla huzura kavuşsa da 4 dakika süren reklamı yarıda kesip başka bir kanala geçmesi zor olmuştur, çünkü izleyici hala Zeigarnik etkisindedir, bu sebeple o reklamın nereye varacağını anlamadan o kanalı çevirmeyecektir. Ertesi gün “yahu 4 dakika süren reklam filmi mi olur?” diye sohbetlere katılırken “yahu 4 dakika boyunca masada çay içip konuşan insanlar mı izlenir?” diye sormayacaktır tabi, çünkü zihni bu eylemi yapıp tamamlamış, huzura kavuşmuş ve eylemi sorgulamadan kalıcı olarak silip atmıştır.

Sınavdan sonra çalıştığı bütün konuları unutmayı geçtim, sınavda ne yazdığını bile unutan öğrenciler de Zeigarnik etkisindedir. Çünkü artık sınav gelip geçmiştir, zihin huzura kavuşmuştur ve o bilgiler kalıcı olarak silinmeye hazırdır. Kalıcı olarak silinmemesi için öğrencinin sınavdan geçmek için değil, gerçekten öğrenmek için çalışarak kalıcı öğrenmeyi sağlaması gerekir. Ama gözlemlerime göre maalesef olması gerekenle olan arasındaki boşluk gün geçtikçe artıyor=/


Zeigarnik etkisini günlük hayatta küçük çaplı bir deney yaparak da gözlemleyebilirsiniz. Örneğin yemek siparişi vereceğiniz zaman “online ödeme” seçeneği yerine “kapıda ödeme” seçeneğini tıklayın. Sonraki siparişinizi online ödeme seçeneğini işaretleyerek verin. İki sonucu karşılaştırdığınızda muhtemelen (bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey değil; ama bizim arkamızda kapı gibi Zeigarnik etkisi var=)) kapıda ödeme seçeneğiyle verdiğiniz siparişin daha hızlı geleceğini göreceksiniz. Çünkü satıcının zihni, sipariş ücretini almadan huzura kavuşamayacak ve bunun için sipariş sürecini mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde sonlandırmaya bakacaktır.

La Casa De Papel’le ilgili yazmak istediğim için olsa gerek, zihnim Zeigarnik etkisi altındayken böyle bir yazı çıktı ortaya. Şimdi bu yazı tamamlandığına göre huzura kavuşabilirim. Size gelecek yazımla ilgili ipucu bırakarak sizi Zeigarnik etkisi altına almadan duramayacağım=D

ETKİ VE TEORİLER BİTMEEZ. SIRADAKİ ETKİ VON RESTORFF ETKİSİ VE MATRIX’TEKİ KIRMIZILI KADIN

DEVAM EDECEK…=D