22 Temmuz 2023 Cumartesi

Her Yer Crocs!

Crocs, bir terlik markası. Ona yönelik tutum konusunda tüketiciler genel olarak iki gruba ayrılır. Bir tarafta “Bu tuvalet terliği görünümlü kaba saba şeye bu kadar para verilir mi yaa?!” tayfası. Diğer tarafta ise “Aşşırıı rahat, bayılıyorum, artık her yerde bunu giyiyorum,” tayfası. Şimdilik ilk tayfa olan “…bu kadar para verilir mi yaa?!” diyenlere bir virgül koyuyorum. Zira birazdan bunun ardındaki psikolojik sebebe ilişkin görüşlerimi paylaşacağım.

Bu yazının konusu Crocs’un rahatlığı ya da kalitesi değil. Bu nedenle muadilleriyle ya da çakmalarıyla kalite ve rahatlık açısından bir karşılaştırma yapmayacağım. Evet, böyle bir yazı yazma fikrimi tetikleyen belki de tatilde hemen hemen herkesin ayağında bu terlikleri görmemdir. Fakat asıl motivasyonum, Crocs süsleri diye pazarlanıp satılan terlik süsleridir. Hayalî karakterler, meyveler, çiçekler, parlak taşlar vb. aklınıza gelebilecek pek çok figür, Crocs’un üzerindeki deliklere uygun bir boyutta üretilip Crocs terlikleri süslemek için satılıyor. 

Crocs ve süslerine bir örnek


Eğer bir Crocs kullanıcısıysanız muhtemelen bu süslerden alıp terliğinizi süslemeden kendinizi rahat hissedemeyeceksiniz. Bilakis, bir eksiklik hissi içinde olacaksınız. Zira tatilde gözlemlediğim, söz konusu süslerin satıldığı stantların önündeki “Crocslu” kalabalık, bu çıkarımlarımı destekliyor. Dolayısıyla bu süsleri önemli bir pazarlama fikri olarak ele alıp değerlendirmek mümkün. Öte yandan benim ilgimi çeken asıl unsur, Crocs süslerini satın almadan Crocs’unu ve kendisini “eksik” hisseden tüketici davranışı. Bu davranış, psikolojik bir etki olan Diderot etkisiyle ilişkilendirilebilir. Pazarlama açısından ele alındığında kısaca, yeni bir ürünün tüketiciyi o ürünü tamamlayan diğer ürünleri satın almaya itmesi ve böylece tüketicinin bir tüketim sarmalı içinde kendini bulması olarak ifade edilebilen Diderot etkisiyle ilgili detaylı bilgi almak isteyenler, konuya yönelik daha önceden yazdığım ilgili yazımı okuyabilirler.

Crocs süslerine dönecek olursak, Diderot etkisi altındaki bir Crocs kullanıcısının bu süsleri satın almadan kendini tamamlanmış hissedememesi muhtemeldir. Hatta söz konusu etkinin şiddeti arttıkça Crocs kullanıcısı, Crocs üzerindeki tüm delikleri doldurma yönünde bir satın alma davranışına yönelebilir. Tatilde gözlemlediğim bir vaka tam olarak bu yöndeydi (evet, bir tür mesleki deformasyon içinde olduğumu itiraf ediyorum. Tatildeyken bile insanları tüketim davranışları açısından gözlemlemekten kendimi alamadım=)). Elindeki süsleri yeterli bulmayan bir kullanıcı, “Ama bunları da (terliğinin üzerindeki deliklerden bahsediyor) doldurmam lazım, şunlardan da alayım,” şeklinde cümleler kuruyordu. Öte yandan Diderot etkisi altındaki bir Crocs kullanıcısı için Crocs süsleriyle terliğin üzerindeki tüm delikleri doldurmak yeterli olmayabilir. Crocs kullanıcısının Crocs’una uygun çanta, kıyafet, aksesuar vb. pek çok ürünün satın alımıyla tüketim sarmalı derinleşebilir.

Yazımın başında “Bu tuvalet terliği görünümlü kaba saba şeye bu kadar para verilir mi yaa?!” yönündeki tutum ifadesine bir virgül koymuştum. Bu tutuma bir cevap niteliğinde olacağını düşündüğüm iki kavramdan bahsetmek isterim: Chivas-Regal etkisi ve gösterişçi tüketim. Chivas-Regal etkisi tüketici davranışı açısından ele alındığında pahalı olanın kaliteli olduğu yönündeki algıyı ifade eder. İsmini, alkollü içecek markası Chivas-Regal’in pazarlama stratejisinden alır. Zira marka, piyasaya ilk çıktığında istediği satış oranını yakalayamaz. Daha sonra satış fiyatını iki katına çıkarıp raflarda yer aldığında satışları bir anda artar. Her ne kadar markanın satışlarının arttırmasının tek sebebi artan satış fiyatına bağlanamayacak olsa da literatürde “yüksek fiyat=yüksek kalite” algısını ifade etmek için Chivas-Regal etkisi ifadesi kullanılmaya başlanır. Crocs’a yönelik tüketici davranışının sebeplerinden biri Chivas-Regal etkisine bağlanabilir. Tüketici, “Bir kauçuk bu kadar para ediyorsa demek ki çok kalitelidir,” şeklinde bir çıkarım yapıp Crocs satın alıyorsa Chivas-Regal etkisi altında demektir (tabii ki psikolojik anlamda, burada bir sarhoşluktan bahsetmiyorum=)). Öte yandan statüsünü göstermek için sembolik bir tüketim yapıyorsa, temel motivasyonu rahatlık ve kalite değil de Crocs’u satın alma gücü olduğunu göstermekse (örn. “Crocs giyiyorum ezikler, çekilin yoldan” gibi düşünceler içinde Şahika Koçarslanlı egosuyla hareket ediyorsa=)) bu tüketicinin gösterişçi tüketim içinde olduğu ifade edilebilir. Gösterişçi tüketimle ilgili detaylı bilgi almak için konuya yönelik daha önceden yazmış olduğum ilgili yazımı okuyabilirsiniz.

Gösterişçi tüketimin daha çok gelişmekte olan ülkelerdeki tüketiciler tarafından yapıldığını belirtmek isterim. Gösterişçi tüketim eğilimindeki tüketiciler, kendilerini ifade ve ispat etmek için marka logosu gösterme hazzı ve ihtiyacı içinde olurlar. Bu açıdan giyim ürünleri, kendilerini ifade edebilecekleri ve statülerini aktarabilecekleri en önemli gruptur. Zira bu ürünler, herkes tarafından gözlemlenir. Gösterişçi tüketimciler, gerçekte çok rahatsız edici ve dahası “çirkin” bulsalar dahi sırf “gösteriş” yapmak için bir ürünü kullanmayı tercih edebilirler. Onlar için önemli olan ürünün rahatlığı, şıklığı ve kalitesinden ziyade pahalı olmasıdır. Ürünün pahalı olmasını kalitesiyle ilişkilendirebilseler de (bir tür Chivas-Regal etkisi gibi) daha çok gösteriş yapmak için kullanırlar. Bu noktada pahalı ürünün asıl işlevi, onlar için toplumda saygınlık kazanmak ve aslında sahip olmadıkları bir imajı yansıtmaktır. Crocs kullanıcılarına dönecek olursak ürünün rahatlığı, kalitesi vb. özellikleri için ürünü kullananları hariç tutarsak gösterişçi tüketim ya da sembolik tüketim sebebiyle de Crocs satın alabilecek olan tüketicilerin olabileceğini söylemek mümkün.

Crocs demişken fonetik açıdan benzerliği sebebiyle olsa gerek birden aklıma azalarak bitmesini umduğum “Crop modası” geldi! Bu da bir sonraki yazımın spoiler’ı olsun o zaman=)